Osmangazi Köprüsü

80382

Eylül ayı doğum günüm, eşim  sürpriz yapmayı çok sever, hadi dedi gidiyoruz yolculuk başlasın. Bildiğiniz gibi Bahçeşehirde oturuyoruz, yola çıkılacağı zaman sabah saat  6 da teker döner bizde, çıktık yola. Keyifler yerinde, yüzler gülüyor, sabahın ilk ışıkları ile yumuşak keyfili bir müzik, yol almaya başladık. Dedik ki Osmangazi Köprüsü açıldı daha bize geçmek nasip olmadı ordan gidelim, değişiklik olur.  Her zaman Ege ve Güneye seyahat edeceksek benim favori tercihim her zaman Çanakkale üzerinden geçerek yol almaktır. Neden öyle diye merak ediyorsanız ben Kazdağları aşığı bir insanım.  Muhtemelen 10 yıl sonra Çanakkale Küçükkuyu ilçesine bağlı Yeşilyurt veya Adatepe Köyünde geri kalan hayatıma devam edeceğimden rotam bellidir. Geçen hafta bacanağım Bandırmaya yeni Osmangazi köprüsünü kullanarak seyahat etmiş olmasına ve bizleri uyarmasına rağmen tipik bir Türk klasiği yaşamadan anlamıyoruz ya hani, eşimle atladık arabamıza çıktık yola.  Dedim ya moraller tavan diye ama bakın biz

İstanbuldan çıkana kadar neler oldu.

Sadece İstanbuldan Bursaya kadar ödediğimiz yol ücretlerine bir bakalım;

  1. Bahçeşehir Mahmutbey Gişelerde  : 2.75 TL
  2. Köprü geçiş ücreti : 7.00 TL
  3. Anadolu – Gebze  Otoyolu : 2.75 TL
  4. Osmangazi Köprüsü : 65.65 TL
  5. Yalova-  Bursa Otoyolu :18.00 TL
  6. İzmir – Çeşme Yolu : 3.00 TL

TOPLAM :  99.15 TL

Aslında size harika bir köprü ve konforlu yollardan bahsetmek isterdim ama maalesef  bu yol ücretleri konusunu tüm bu muhteşem yapıları gölgede bırakıyor maalesef.

Tatile gidiyoruz, vergilerimizle yapılan yolları kullanıyoruz lakin yetmez devlet bizden tekrar  KDV’ Sİ içinde  olmak üzere tekrar vergi mi cezamı artık adına siz ne derseniz deyin tekrar bir ücret alıyor. Yolda giderken bu konuyu çok düşündüm, sorguladım, fakat hukuki ve geçerli bir sebep üretemedim.  Anayasamızda bildiğiniz gibi seyahat özgürlüğü  maddesi var, devletimizde bu kuralın yürütülmesinden sorumlu, yada öyle olması gerekiyor. Fakat durum hiçte öyle değil, devlet seyahat etmemen için belli aralıklarla tuzaklar kurmuş, sistemli bir müdahale ile seni çıktığın seyahatten vazgeçirmeye çalışıyor ve hiç atlamadan cezanı hemen kesiyor. Şimdi Soruyorum size bu nasıl sosyal devlet? Zaten verilerimizle yapılan devlet yollarına tekrar ödeme yapmak neden,  hadi ödedik diyelim. Daha motorlu araçlar vergisi var, Araç alırken ödediğimiz KDV ve ÖTV ler var, hatta verginin de vergisi var, devlet bununla da yetinmiyor, sigorta poliçelerinden de belli oranlarda paylar tahsil ediyor. Sonra doymak bilmeyen canavar gibi yakıt giderimizden maliyetin bilmem kaç katı vergi alıyor, muayene parasından komisyon alıyor,  aracını satmak istesen masraftan pay alıyor. Ben yol boyunca bunları düşündükçe tatil havasından kazıklanan vatandaş moduna sokularak yolculuk yapmaka zorunda bırakıldım. Keşke dedim herşeyi bu kadar sorgulamasaydım, keşke ama nerde, yapamıyor insan, arızalı muhalefet tarafım giriyor devreye ve beni devletine başka bir gözle bakan bir insan haline getiriveriyor. Bu nasıl sosyal devlet politikası, bu nasıl bir sömürü düzeni böyle, neden kimseden ses çıkmıyor acaba. Sinirlerimizi nasıl dayanıyor bilemiyorum ama sanırım insanlar son dönemde çok moda olan ”itaat et rahat” moduna girmişler ve öyle yaşamaya devam ediyorlar.  Gerçekte uçurumun kenarında geziniyoruz ama nedense sesimizi duyurmak, derdimizi dillendirmek gibi bir sorunumuz ya yok yada mış gibi yaşıyoruz.

Neyse dostlar biliyorsunuz tatiller hep çabuk geçer, hele Alaçatıda tatil yaptıysanız bir tık daha çabuk geçiyor.

Yazımın başında bacanağım aslında bana gerekli uyarıları yapmıştı, ama diyorum ya biz Türkler uyarıları dosttan bile gelse mutlaka bir test edeceğiz,  illa kazığın bir tadına bakacağız ondan sonra bize bir rahatlama geliyor, jetonumuz düşüyor diye,  aynen öyle oldu ve ben akıllandım aynı yoldan döner miyim hayatta işim olmaz.  Dönüş rotam daha tatilimin ilk gününde kafamda belirlenmişti, dönüş kesinlikle Çanakkale üzerinden olacaktı ve öyle de oldu. Güzelim EGE sahillerini seviyorum da, insanına bir başka hastayım ben, şiveleri, yardımseverlikleri, neşeli ruhlara sahip olmaları, rahatlıkları bir başka dünya, zengin bilgilerle donatılmış kitap gibiler, hastasıyım. Neyse uzatmayayım Alaçatıdan Çanakkaleye kadar sadece 3 TL yol parası verdim, Feribotun fiyatını da 2 hafta önceden biliyorum ya, 35 TL de  cüzdanda param hazır. Yola çıkmadan bütçem hazır, şöyle detay vereyim;

  1. Alaçatı -İzmir Otoyol ücreti : 3.00 TL
  2. Çanakkale Feribot Ücreti :35,00 TL
  3. Silivri  Bahçeşehir TEM yol : 4,00 TL

TOPLAM: 42,00  TL

Toplam Dönüş Yol Kullanım Masrafım :42 TL olacaktı. ( Giderken ödediğim 99,15 TL düşününce %50 fazla kardayım.)

Feribot gişesinde 50 TL  uzattık gişedeki kasiyer kıza baktım eksik vermiş dedim 10 TL  verdiniz 5 TL daha vermeniz gerekiyor, lakin kız tarifeyi gösteriverdi bakın beyefendi zam geldi, ücret 40 TL. demez mi?  İki Hafta önceki fiyatlarla bütçe yapmayacaksın arkadaş burası Türkiye, atasözü bile var ” Evdeki hesap Çarşıya uymaz” çaresiz teşekkür edip yolumuza devam ettik, yapacak birşey yok.

Neyse, sağ sağlim evimize ulaştık.  Ben teselli olmuş hissediyorum, dönüşüm muhteşem ucuza geldi diye seviniyorum, mutuluyum yani, ne yapacaksın hayat devam ediyor, tesellim 50 kağıt cepte kaldı. Şöyle teselli ediyorum kendimi,  bak oğlum diyorum, ”hata bir kere yapılır, eğer tekrarlanırsa aptalık olur”  en azından aptal olmadığını anlamış oldun, helal olsun sana. Gidişim 99,15 TL dönüşüm vapur zammına rağmen 42 TL olarak gerçekleşmiştir, geçmiş olsun bana. Bu yediğim kazığı kulağıma küpe yaptım, dedimki kendi kendime mecbur kalmadıkça  Osmangazi Köprüsünden geçmek mi ? Tövbe.

Sizi bilemem ama ben doğru bir karar verdiğimi düşünüyorum.

Saygılarımla