Memleketim de memleket

Memleketimde Memleket

Anadolu’da izim gönlüm
canlarım var
Kalbim ana yurdumun
sınırlarının ötesine
Canım ciğerim
baharım bildiğim
İlk gözümü açtığım
Deliormanda memleketimde
Ne para ne mal ne mülk ne servet
Aklımda hep mutlu
çocukluğumu yarim biraktigim
gençliğimi yaşayamadığım
Can evimden öte bildiğim
Memleketim de memleket

Cennet bahçesinde
Sanki bir başıma
sevgisiz umutsuz
heyecansız bırakilmış
olarak yaşıyorum
Bazen gece, bazen gündüz
şaşkın berduş şu halimle
uçsuz bucaksız bir şimale
durmadan yürüyorum.
Dolup coşup
bazen az da olsa
umutlanıp
o hüsranı
tekrar tekrar yaşıyorum.
Elimde değil,
yetkimde değil,
çözümü bende değil,
onu da biliyorum.
Her şeye rağmen
daima dilimde
Çocuk yaşta
Eksik yarım yetim
öksüz bıraktığım
Doyamadığım
hep özlediğim
Memleketim de memleket.

Ne haldeyim dostlar
görüyorsunuz.
Halın nicedir?
Sağ olun soruyorsunuz.
Hasreti, gurbeti,
yasayıp bilenleriniz
beni çok iyi anlıyorsunuz.
Vazgeçilmezim hasretim.
Parayla pulla ölçülmez servetim
Doyamadığım unutamadığım
Özlemim o benim.
Memleketimde memleket

Ah be canlar
avare bir halde
sık bir orman içinde
koştura kıvrıla
yorulmuşum.
Hasretinle dertlenmiş
kavrulmuş yanmış
havasız susuz
yarım kalmışım.
Sanki bilinmez bir diyara
habersizce bırakılmış
kırık yarım bahtsız
Kimsesiz öksüz
tohum gibi savrulmuşum.
Hasret içinde hasret
gurbet içinde gurbet
Her zaman kalbimde
dilimde o benim
Sevdiğim köyüm
yerim yurdum
hiç unutamadığım
Biriciğim
memleketimde memleket.
Var git sen gerisi hesap et


Cevat ÇIRAK
Istanbul.
19.03.2022

#memleket #deliorman #eskicuma #razgrad #sumnu #buynovo #muratlarköyu #targovishte #bulvaristan #eskibalkan #kocabalkan

Çok Yorgunum

Tarih 1 Temmuz 1957 yılını not etmektedir. Nazım Hikmet Bulgaristan’ın Varna şehrinin güzel ilçesi Balçık’tadır. Doğduğu özlediği topraklara en yakın mesafededir. Canından çok sevdiği biricik oğlu Mehmedini çok özlemiştir Sadece Mehmedini mi ? Vatanını, sevdiği kadını, boğazı, simidi martıları çok özlemiştir. Memleket hasreti özlemi burnunda kokmaktadır. Romanya Kraliçesi Maria’nın meşhur minareli köşkünün bahçesinde oturdugu bir banktan Karadeniz’in coşkulu dalgalarına dakmıştır. Hasretlik Nazımın son dönemlerde hiç kurumayan hep taze yarasıdır. Nazım işte tam o ruh haliyle bu şiiri mırıldanmya başlar ve şiir vücut bulur. Yıllar sonra Cem Karaca da ülkesinden çok uzaktadır, memleket hasreti ile yanıp tutuşmaktadır. Türkiye’ye en yakın yer olan Yunanistanın Kos (İstankoy ) adasından bir adım ötedeki memleketini Bodrum’u seyrederken Nazımın şiiri dilinden dökülmeye başlar, ve bu meşhur şarkı dünyaya ve insanlığa merhaba der… Memleket hasreti vatan hasreti işte böyle bir şeydir. İstıraptır memleketinden uzakta olmak. Özlemek başka bir ifade ile hasretlik, ağırdır yani, çok ağır.
Bir şey daha var tabiği . Ne demişler “Damdan düşenin halini ancak damdan düşen anlar.”

Çok yorgunum
Beni bekleme kaptan
Seyir defterini başkası yazsın
Çınarlı, kubbeli, mavi bir liman
Beni o limana çıkaramazsın..

#NazımHikmet

🎶 #CemKaraca
📷 Emrah Güney

https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=10158190561059635&id=756034634&sfnsn=scwspmo

BÜYÜK DERBİ

Bulgaristanda 1600 yıllarının başında kurulmuş 2 Türk köyünün arasında oynanan derbi maçının büyük hikayesi. #türkyurdubalkanlar #balkanlardakalançocukluğum # Buynovo #presak #буйново #Пресяк #търговище #eskicuma #büyükderbi #cevat_cirak #ardasan #kitap #yeniçıkankitaplar #türkiye #bulgaristan. https://www.instagram.com/tv/CKOtAzSAg0Y/?igshid=1a29qau0qymq

BALKANLARDA KALAN ÇOCUKLUĞUM Kitabımdan sonra yeni Kitabım TÜRK YURDU BALKANLAR kitabımın kısa tanıtım videosu. https://www.instagram.com/tv/CJ9FnREgoMc/?igshid=i3gjd9y8q9ut

DELİORMAN

 

Ne zaman güneşin akşam vakti gidişine batışına denk gelsem 

Manzaranın büyüsüne kapılır derin ufuklara dalarım

Deliormanda doya doya yaşadığım gün batımları gelir aklıma

Acı ve hasret yakar genzimi, canım yanar, gözlerimi gizlerim.

Islık çalarak mırıldanarak gurbeti ve hasreti yaşamış yorgun yüreğimi serinletirim.

Sırf bu yüzdendir belki kim bilir!

Deliormana hemen yaz gelsin ister ellerimi açar yaradandan dilerim.

Kendim için bir şerh koyarım.

Bende orda olmak kaydı şartı ile diye not düşerim.

Eee nede olsa benim memleketim bilin istedim.

Ne zaman bulunduğum yaşadığım memlekete kar yağsa,

Zaman durur sokağa atarım görmüş geçirmiş dingin bedenimi

Dil’im kurur nefesim daralır, adımlarım sıklaşır, hayallerim depreşir, kuş kanadı misali çırpınmaya çalışır bedenim.

Yüreğim sızlar da.

Mazeretlerim şikayetlerim kıştandır soğuktandır derim.

İşin aslını bir ben bilirim birde beni yurdumdan sevdiğimden edenler bilir.

Karla kaplı caddelerde,

Issız sokaklarda yürür,

Yaşama dört elle sarılır sevda ile düş ile kalın kaplı sabır ile direnirim.

Çok eskidir beyaz karla adı konmamış benzersiz ve nedensiz sohbetlerim

Deliorman’ım düşer gelir konar aklıma

Hezargrad meydanının incisi Pargalı İbrahim Paşa Camisine bakan küçük sıcak bir kafede hayal ederim kendimi.

Keyfe bak sen hele,

Oturmuşum sobaya yakın bir köşe masada

Buğulu camlardan dumanı tüten taze çekilmiş mis kokulu sade türk kahveme yoldaşlık ederim.

İçimden melodisi eşliğnde yana yana türkü söylemeyi geçiririm

Başımı öne eğimem, derdimi kimseye söylemem yaşadğımı birde yaşatanı eniyi yine ben bilirim.

Çok düşünmem utana sıkıla ezberimde olan türkülerime yaslarım derdimi ve kendimi.

Dedimya karla muhabbetlerim de çok olmuştur benim.

Belki o yüzden

Bizim oradaki gibi, günlerce lapa lapa kar yağsın isterim,

Geldiği gibi aynı gün gitmesin en az diz boyu günlerce yağsın isterim.

Hasretle ve hararetle dostlarım

Deliorman da olduğu gibi lapa lapa dolu dolu kar görmek yaşamak çok isterim.

Ne zaman meyve fidanları buram buram çiçek açmaya başlasa

Deliormanın kış uykusundan uyandığı ilk baharlar canlanır gelir aklıma.

Yeşilin uçsuz bucaksız her tonu seriler önüme

Nerde olursam olayım

Demir baba tekkesinin ahşap merdivenlerinde yürür gibi yürürüm yolumu 

Kırmızı, pembe, beyaz kiraz ağaçlarına dokunarak ilerlemek seyre kapılmak isterim uzun köy yollarında.

Ağaçlar kış uykusuna hazırlanır soyunurlar ya hani

Yorgun düşen yapraklar bir bir veda eder ya dalına,

Yollar çil çil yapraklarla saray halısı gibi bezenir ya hani

İçimi hüzün kaplar ayrılıklar gelir aklıma.

Yine boş durmam; Bir Balkan türküsü bulur mırıldanırım derman olurum hak etmediğim açılan yarama.

Gelmesin isterim ama

Deliorman hiç çıkmaz ki, hep gelir durur aklıma.

Dört mevsimini bilir bir mevsimde ben katarım yurduma

Beşinci mevsimi insanıdır memleketimin.

Bal ve kandır yani sırf bu yüzden balkan gibi adamdır memleketim

Biraz vicdan biraz irfan, birazda harman yerinde savrulan insandır benim memleketim.

Eski Koca Balkan boydan boya

Duy işit hasretimin sesimi

Anla biraz yorma beni

Ey en sevdiğim Deliorman yoksa

Kalırım yaya.

Ozan Yunus gibi

Gah eserim yeller gibi,


Gah tozarım yollar gibi,


Gah akarım seller gibi,

Gel gör beni aşk n’eyledi?

Ne yaşarsak yaşayalım,

Nerde yaşarsak yaşayalım,

Vatan haricinde saadet yoktur. 

Bilin İstedim.

Cevat Çırak 

20 .11.2019 

İstanbul 

“Bütün çiçekleri koparabilirsiniz ama baharın gelişini engelleyemezsiniz….”

Türkiye’de geçen yıl 1.3 milyon çocuk doğmuş.

E ne var bunda her yıl ortalama o kadar çocuk doğuyor diyebilirsiniz.

Evet haklısınız.

Birde şöyle bakın bakalım bir şey görebilecek misiniz.

Yeni doğan bu çocukların sadece %20 sinin evinde kitap ve kütüphane var.

Geri kalan çocukların evlerinde kitap yok.

Onlar ilk 3 yaşlarını,

yani kritik dönem dediğimiz ilk 3 yaşlarını,

yani beyinlerinin %95 geliştiği ilk 3 yılı kitap görmeden geçiriyor.

Kitapla ne zaman mı tanışıyorlar doğduktan 6 yıl sonra yani ana okulunda.

Peki devam edelim,

Türkiye’de evlerde kitap yok tamam anladık, kütüphanelerde durum denir ona bakalım.

Türkiye’de 70.000 kişiye (yetmişbin) sadece 1 kütüphane düşerken.

Mesela Komşumuz Rusya’da 5.000 kişiye (beşbin) 1 kütüphane düşüyor.

Evlere dönelim, biraz daha üzerinde konuşalım.

Türkiye’de evlerin %81 de ortalama 18-20 kitap bulunuyor.

Bu kitaplarda mecburen evlerde bulunan ders kitaplarında oluşuyor.

Peki komşumuz Yunanistan’da evlerde bulunan kitap sayısı nedir?

Bizim 2 katımız

Almanyada evlerde bulunan kitap sayısı 5 katımız

Bu araştırmalar Türkiyenin üye olduğu OECD tarafından yapılmış.

Türkiye üyeler arasında sonuncu.

Hadi evleri konuştuk, durum vahim.

Kütüphaneleri de gördük durum vahimden de öte

Hadi gelin bir de okullara bakalım.

Türkiye’deki mevcut okulların %60 dan fazlasında kitap ve kütüphane yok.

Yani okullarda çocuklar bilgiye ulaşmada çaresizler.

Bilgiden kastım, öykü, roman, şiir, edebiyat)

Şimde gelelim zurnanın son deliğine

Böyle hazin bir tablonun sonuçlarına bakalım.

Türkiye’de ileri seviyedeki yazıları okuyup anlayabilen öğrenci sayısı %1 altında.

Almanyada bu oran % 12

İsrailde bu oran %9,18

OECD ortalaması %8

Peki devam edelim.

Milli Eğitim Bakanlığı verisi bize diyor ki;

Her üç öğrenciden ikisi okuduğunu anlamıyor.

Yani çocuklar ana dilini bilmiyor,

Kendi dilini bilmeyen Yabancı dil öğrenebilir mi sizce ?

peki yetişkinlerde bu oran nedir?

Türkiyede yetişkinlerde okuduğunu anlama oranı %12

Almanyada bu oran %70

Peki okuduğunu anlamazsanız ne oluyor.

Mesela küçük bir örnek verelim.

Kendini ifade edemeyen erkek şiddete yönelir.

Bakın nereden yola çıkarak nereye geldik.

Türkiye’de kadınların şiddet görmesinin altında yatan nedenler arasında

kitap okumamak çıkıyor.

Yani Kendini ifade edememek ciddi bir sorun olarak önümüzde duruyor.

Eleştirel bakmak, takım çalışması vb. konularda kendisini iyi ifade edemeyen insanlar topluluğundan inovasyon beklemek mümkün olur mu sizce?

Ya da mümkünse ne kadar mümkün?

Bilemiyorum yeterince açık ve net oldu mu?

Teşekkürler Prof. Dr. Selçuk Şirin hocam teşekkürler.

Şayet daha geniş bilgiye ihtiyacımız var diyorsanız, kaynağımı aşağıda bilginize sunuyorum.

Geçmişim Girdi Kapımdan

Akşam olmak üzere, hava yeterince karamsar.

Hayır olsun diyorum, ümit üretmeye devam.

Az sonra kasvetli havanın nedeni belli oluyor.

Hafif hafifi kar taneleri uçuşuyor bahçemde

Hava kararıyor gece lambası haber veriyor

Karın yoğun bir şekil aldığını

İçimde nedensiz tarifsiz bir hüzün hissediyorum.

Tam o sırada

Geçmişim giriyor evimin kapısından

Köyüm geliyor aklıma

Masamda sıcak kahvemin ve dumanı

Peşinden kahve kokusu kaplıyor oturduğum salonu

Telaşsız geçmişi ziyarete gidiyorum

Dedemin bir katlı tek odalı evindeyim

Dışarda lapa lapa yağan diz boyu kar var

Sayada yeni doğmuş kuzular sesleri

Odada soba cayır cayır yanıyor

Sobanın üstünde mısır tenceresi mis gibi kokular salıyor

Fırında kumpirler olmak üzere

Dedem sobanın başına bağdaş kurmuş

Elinde sucuk ve bıçak yerde sofra bezi

Özenle bir kangal köy sucuğunu odun koruna hazılıyor

ince dilimlenmiş sucuk çoktan teslim olmuş ateşe

Bir tepsi dızmana (börek) , davlumbazda hazır

Dedemin kedileri biri beyaz biri boz

Kapıda miyavlıyorlar , kapının açılmasını bekliyorlar

Mirasçılar geldi diyor dedem, çabuk ol ilk kangal sucuk hazır

Kapı açılıyor kediler yerlerini biliyor, sıcak sobanın altı

yarısını ekmeksiz indirmişim mideye, yenisini bekliyorum

Dedem katık et demiyor, ben yedikçe o kesiyor yenisini hazırlıyor

Kediciklerin de hakkı var diyor dedem ikisine ayrı ayrı dilimliyor

Radyoda Sıdıka Ahmedova

yanık sesiyle Yavrumdan Ayrıldım türküsünü okuyor,

Boğazım düğümleniyor, hayallerim, memleketim, çocukluğum

bir bir geçiyor gözümün ününden,

Her şeyimiz yarım kalmış, her yanımız özlem ve hasret dolu,

Onlarca yıl geçmiş, biz hala ateşten gömlekle yaşıyoruz,

Bir yanımız Ata yurdunda bir yanımız Ana yurdunuda

İçimizde buruk bir sevinç, yarım kalmış mutlu çocukluk gençlik hayallerimiz

Ne bizim oralı, Nede bizim buralıyız…

yarım yamalak yaşıyoruz bu kısacık hayatı.

Radyoda türkü değişmiş

Kadriye Latifova Bayram gelmiş neyime okuyor

Gözlerim dumanlanıyor, dışarıda yağan kar , içimde tarifsiz fırtına

gözlerim doluyor, elimle siliyorum gözlerimin nemini ,

sobanın dumanındandır diyorum, sobanın dumanından

Kediler bana bakıyor,

Ben sokakta yağan lapa lapa yağan kar tanelerine

Yaşamayan ne bilsin ki ?

Özlem diyorum, ayrılık diyorum, hasretlik diyorum

Vatan hasreti diyorum, diyorumda da diyorum,

Kediler bana bakıyor…

Cevat ÇIRAK

15.01.2019

Çocuk Tren ve Hayalleri

Çocuk Tren ve Hayalleri
Çorlu trenine ilk kez binen çocuk
Yanina hayallerini ve umutlarını da almıştı
Geriye sadece çok sevdiği ailesi anne babası kalmıştı
Tren haraket ettiğinde
Çocuk mutluluktan uçmustu
Ailesi tren gardan ayrılırken
çocuğun arkasından bakakalmıştı.
Tren çok gidemedi
Çocuk doya doya sevinemedi
Kaderi mi suçluydi bilemedi
Hayallerini yaşamasına
Birileri Musade etmedi
Çocuk sevincine doyamadan gitti
Hayalleri çocugun gitmesiyle bitti
Umutlar devrilen vagonlarla yitti
Ailesi bir daha asla
Çocuğun yarim kalan umutlarını yeşertemedi

ANNE OLMAK KOLAY MI

ANNE

Anne olmak annelik kolay mi?

Karnına düşersin

Dokuz ay

Türlü türlü

Işkenceler edersin

Doğarsın

Ne ağlamam biter

Ne sizanman

Okula başlarsın

Kahrını annen çeker

Askere gidersin

Yollarını anan gözler bekler.

Bir kıza tutulur seversin

Kahrını sırrını

Gene anan çeker

Evlenir yuva kurarsın

Derdini annen dinler

Çocukların olur

Annenin gözüne bakarsin.

Işte o zaman anlarsın

Annenin kıymetini

Ne zormuş çocuk büyütmek der

Annenin boynuna düşersin.

Sersem olur geçmişe dönersin

Annene cektirdiklerini düşünür

Içten içe kahrolur

öne kendine kızar söver

Sonra Anene doner

yüksek sesle

dizlerine kapanır af dilersin.

Çocuğun büyüdükçe

Daha iyi anlarsın

Cennetin neden

Analarin ayakları altında olduğunu

Anlarsın.

Anladıkça yanarsın

Yandıkça pişersin

Piştikçe insan olur

Kule dönersin.

Annen sana kızmaz

Hep sevgi ile sinirsiz bir aşka bakar da

Sen hala neler

olup bittiğini kavrayanazsin

Sudan çıkmış balığa dönersin.

Torunların olduğunda

Evlatların sana dönüp

Boynuna sarıldığında

Annene olan sevgin

Değer anlam kazanır

Anana çok cektirdiysen

Sende yaşar çekersin

Hasretle kucakladıysan

Ayağını yıkadıysan

Boynuna sarılıp

Anam diye haykırıp

Bağrına bastiysan

Annenin sevgi dolu

Goğüsüne sığinabildiysen

Sevgiyle yanaklarına

Gülücükler kondurab

Cennetliksin

Annenin gözünde cananisin

Alemin gözünde ibretliksin

Hatalar insana mahsus

Ders almak pişman olmak

Kullara mahsus

Af dilemek

Evlatlara mahsus

Affetmek kucak açmak

Cennetin kapısında

Analara annelere

Yüce yüreklere mahsus.

Cevat ÇIRAK

18.09.2018

Istanbul